17 Aralık 2021 Cuma





 






















DAĞISTANLI  KONUKLAR – 15.12.2021 - YALOVA

İstanbul’a bir dizi ziyaretler için gelen değerli konuklarımız:

Şair ve yazar- Zalmu Muhamadova, Muminat Karahala Kikuni,

Fatima Omarova Gumbet- Arguvani.

Güney Köyü kabristanını ve orada medfun bulunan Şeyh Efendileri ziyaret ettiler. Oradan Esadiye Köyüne geçen konuklar Dağıstan Dostluk Derneğini de ziyaret ederek Yalova’dan ayrıldılar.


 

7 Nisan 2010 Çarşamba

İmam Şamil

Düşmanını dahi kendine hayran bırakan efsane:
İMAM (ŞEYH) ŞAMİL
(1797 – 1871)
İmam Şamil 1797 yılında Dağıstan’ın Gimri (Genu) Köyünde dünyaya geldi. Babası Dağıstan halklarından Avar boyuna mensup Denga’nın oğlu Muhammed olup, Annesi Aşiltalı Pirbudak ailesinden Bahu mesedo’dur.

Şamil, küçük yaşlarından itibaren ünlü alimlerin yanında ilim tahsil ederek, büyük bir alim, gönül sahibi bir veli oldu. İlim öğrenmenin yanı sıra; atlama, güreş, koşu, binicilik gibi spor dallarında ve her türlü silah kullanmada da üstün yetenek sahibi olmuştu. Velhasıl, yetiştiği yörede onunla boy ölçüşebilecek kimse yoktu.

Daha sonra kayın pederi olan Şeyh Cemaleddin Gazikumuki ve Şeyh Muhammed Yeraği gibi âlimlerden feyiz aldı. Dağıstan’ın ilk Lideri (1828 – 1832) İmam Gazi Muhammed ve Dağıstan’ın İkinci Lideri (1832 – 1834) İmam Hamzat Beg’in müşavirliğini yaptı.

Şamil, 1834 yılında Aşilta’da yapılan büyük kurultayda ülkenin her yöresinden toplanan delegeler tarafından, Dağıstan ve Çeçenistan İmamı (Devlet Başkanı) seçildi. İstilacı Ruslara karşı koymak için alınan mevcut önlemleri daha da arttırdı: İdari ve askeri teşkilatları yeni esaslara göre tanzim etti. Eğitime önem vererek fikir ve sanat alanında da önemli gelişmeler kaydetti, böylece Adli ve İdari sivil bir Devlet sistemi getirmişti. Döneminde tophaneler, baruthaneler ve silahhaneler yapılmış ve muntazam askeri birlikler oluşturulmuştu.

Güçlü hitabeti, kararlı tutumu ve askeri dehasıyla büyük başarılar kazan-mış, ünü dünyaya yayılarak, otoritesi Dağıstan dışında da Kuzey Kafkasya’da yaşayan geniş topluluklar tarafından benimsenerek kabul edilmiştir.

İmam Şamil, İdare sistemini yeniden düzenlerken, Ülkeyi Naiplik ve Vilayetlere ayırmıştı. Bu Vilayetlere hem askeri hem de sivil yetkilerle donatılmış Naipler atadı. Her vilayette biri baş Naip (Vali) olmak üzere dört Naip (Yardımcıları) bulunuyordu.

Şeyh Şamil, İmam seçildiği 1834 yılından 1859 yılına kadar Rusya’nın büyüklüğü ve kudretine rağmen yılmadan mücadeleyi sürdürdü. Kendinden önceki iki İmam’ın döneminde de fiilen savaşlara iştirak ettiğinden, durup dinlenmeden cihat ettiği süre yaklaşık 35 yılı aşmıştı. Bu Süre zarfında Rus kuvvetlerine büyük zayiatlar vererek birçok zafer de kazandı.

Ancak vaat edildiği halde, Rusların engellemesiyle dost ülkelerden yardım göremeyen İmam Şamil’in nihayet elindeki bütün kuvvet kaynakları tükenir ve 1859 yılının 6 Eylül’ünde Gunib’de Prens Baryatinsky komutasındaki 60.000 kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra ulemanın fetvasına uyarak teslim olmak zorunda kalır.

Rus Çarı II. Aleksandr, babası Çar 1.Nikola’ya ve ihtişamlı ordularına tam otuz beş yıl Kafkasya’yı zindan eden, zamanının bu en büyük kahramanı İmam Şamil’i sarayın kapısında son derece nazik karşılar ve kendisine olan hayranlığını dile getirir. İmam Şamil, bir ay kadar sarayda misafir edildikten sonra, saygın tutsak olarak esaret yıllarını geçireceği Kaluga’ya gönderilir.

Ancak İmam Şamil ve ailesine esaret çok ağır gelir. İki yıl içinde İmam Şamil’in saçları beyazlar. Büyük kızı Nafisat ile gelini Gazi Muhammed’in karısı Kerimat üzüntüden vereme yakalanarak yaşamlarını yitirirler.

Aradan on yıl geçtikten sonra Çar, O’nun Hac’ca gitmesine izin verir. Ancak bir tedbir olarak oğlu Muhammed Şafi’yi alıkoyar ve Hac'cı ifa ettikten sonra Rusya’ya dönmesini şart koşar. İmam Şamil, 1870 yılında ailesi ve maiyetindeki adamları ile birlikte Rusya’dan ayrılarak önce İstanbul’a uğrar. Sultan Abdülaziz tarafından bizzat karşılanarak sarayda ağırlanır. İmam Şamil’in İstanbul’a uğradığı haberi duyulduğunda şehir yer yerinden oynamış, halk bu büyük kahramanı görebilmek için saray kapılarına akın etmişti.

İmam Şamil, aşkına düştüğü son menzile bir an evvel varmak için Sultan’ın kendisine tahsis ettiği gemi ile yola koyulur. Cidde limanında Mekke Emir’i, şehrin ileri gelenleri ve mahşeri bir kalabalık tarafından törenle karşılanarak Mekke’de Şürefa dairesinde misafir edilir.

Hac sırasında İmam Şamil’in orada bulunduğunu duyan, dünyanın dört bir yanından gelmiş yaklaşık yüz bin Müslüman’ın onu görmek için yarattığı izdiham sonucu, Mekke’nin yetkilileri İmam Şamil’i Kâbe’nin üstüne çıkarmak suretiyle bu hayran kalabalığın arzusunu tatmin edebildi. İmam Şamil, Hac farizasını yerine getirdikten sonra Medine’ye geçer.

Peygamber Efendimize olan yakıcı aşkı ve O’na kavuşmanın heyecanı ile Şeyh Şamil, sürünerek Resulullah’ın kabri şerifine, mübarek huzurlarına gelir. Başta Medine muhafızı Hafız Paşa, Seyitler ve dünyanın dört bucağından gelmiş Hacılar, heyecanla onu takip ederken, Kabr-i Saadetin kıble tarafına geçip Resulullah'a, gönlünün en derin köşesinden gelen şevk ve vecd ile:
“Essalatü vesselamü alayke ya Resulallah! Esselatü vesselamü alayke ya Habiballah! Esselatü vesselamü alayke ya Seyyidel Evveline vel ahirin” Diyerek selam verince, Resulullah’ın, selamına mukabelesi ile şereflenir. Orada bulunanların da şahit olduğu bu olaydan sonra, Şeyh Şamil, uzun müddet dua edip gözyaşı dökerek hasretini giderir.

Medine günlerinde Şeyh Şamil’in takati azalır ve hastalanarak yatağa düşer. Bütün hayatını ülkesinin milli bağımsızlığına adayan, askeri dehasını bütün dünyaya ve hatta ebedi düşmanı Rus yüksek makamlarına dahi kabul ettiren, İmam Şamil, 4 Şubat 1871’de 74 yaşında iken hayata gözlerini yumar. Ve Cennet-ül-Baki Kabristanına defnedilir. Allah rahmet eyleye…
Derleyen: Şahabettin Özden

DAĞISTAN KÜLTÜR SİTESİ


Dağıstan Kültür Sitesine Hoş Geldiniz

Bir asra damga vurmuş Dağıstan Liderleri

Bu Site-Blog Yapım Aşamasındadır...